DV2025 Talihlileri DV2025 Green Card Çekiliş Aşamaları konusunu inceleyip sorularını yine bu konuda sormalılar!
Üyelik oluşturma ve foruma giriş konusunda sorun yaşayan üyelerimiz [email protected] adresine email gönderebilirler!


  • @damladav Merhaba, kusura bakmayın görmemişim. Evet orada çalışıyordum ama ayrıldım toplamda 2.5 ay çalıştım zaten sadece Salı günleri 🙂
    Biz de Sammamishte yaşıyoruz.


  • @smartcells inanılmaz keyif alarak okudum. Pürüzsüz, net tek kelime ile mükemmel 🧿

  • Bu başlıktan bahsedildi. Kullanıcı:   lumos lumos 

  • Arkadaşlar,

    Bugün sizinle bir NBA maçı deneyimi paylaşmak istiyorum.

    Özellikle göçmen olarak ABD'ye geldiyseniz, bu ülkenin kültürünü ve yaşam tarzını daha iyi anlamak için mutlaka bir maça gidin. Basketbola ilginiz yoksa da gidin. Kesinlikle sıkılmazsınız.

    Eğlencenin bu ülkenin atar damarlarından biri olduğunu görebilirsiniz.

    Şöyle ki:
    Bir takım hücum ederken, fonda ritmi giderek artan müzikler,
    Her molada mutlaka bir etkinlik,
    Sürekli bir aksiyon... Dünyanın başka bir yerinde olmayacak bir deneyim. Basketbol seyretmiş olmazsınız. Başka birşey yaşamış olursunuz.

    Anlasam, Amerikan futbolu veya baseball maçına da giderim.

    Başka vizeyle de gelenler için unutulmaz bir deneyim olacaktır.

    Sosyolojik anlamda bakınca da, eğlenceyi böyle sonuna kadar yaşayınca, çalışma verimliliği de tavan yapıyor...


  • @warmgrey , yorumunuza tamamen katiliyorum firsat buldukca da farkli maclara gitmeye calisiyorum verdigim paranin son kurusuna kadar hak edildigini dusunuyorum.

  • ⭐⭐

    @warmgrey Ne tesadüf ki, biz de oğlumla dün akşam Boston TD Garden'da Boston Celtics - Atlanta Hawks NBA maçına gittik. İzlenimlerimi anlatayım.
    Maçla birlikte şahane bir show izledik. Salona girdiğim anda şaşırdım atmosfer büyüleyici müzik çalarken akustik mükemmel. Benden yaşlı insanları gördüm, mutlu oldum 🙂
    Takım hücuma geçerken dediğiniz gibi fondaki müziğin ritmi artıyor karşı takım atakta iken defence diye ekranda yazı çıkıyor ve herkes hep bir ağızdan ki ben bile katıldım "de-fence" diye bağırıyoruz.
    Molada dans grubu çıkıyor. Devre arasında liselilere ve engellilere oynama fırsatı veriyorlar.
    Sürekli müzik var disko gibi..
    O kadar eğlenceli ki
    Molalarda gezici kameralar dolaşıyor ve insanları çekiyor ve tepedeki dev ekrana yansıtıyorlar, kendini gören çılgınca hareketler yapan, şaşıran, danseden oluyor 😃
    İnsanlar elinde bira patates maç izliyor
    Yaklaşık 20 bin kapasiteli salona giriş ve çıkışlar öyle düzenli ki tek bir aksaklık yok.
    Tek kelime ile bayıldım.


  • @Serapp TD Garden’da ulaşımı iyileştirseler, çok güzel olacak 🙂


  • Konu dışı biraz ama çok merak ettiğim konulardan biri trde işini herşeyini evini arabasını satıp amerikaya gidip de pişman olan var mı dır varsa sebebini çok merak ediyorum



  • @Serapp Ben de geldiğkrem birkaç gün sonra söküğü Wells Fargo Center’da aldım küçükken Iverson I çok severdim philiye sempatim vardı şansına oraya yakın oturuyormuşum 1 saatlik uzaklıkta. İlk başta online bilet almıştım tabi almıştım diyorum ama ben aldığımı sanıyorum meğer ödeme gerçekleşmemiş kapıda fark ettim bunu görevli barkodu isteyince. Sonra Game ticket diye bir uygulama varmış maça bir sebepten gelmeyenler biletlerini satiyormus $47 a çok güzel bir yerden ( haftaya olan maçta o yerin değerine baktım tam emin olmamakla birlikte $400 oldugunu hatırlıyorum )unutulmayacak bir anıydı benim için yenildiller Chicago’ya ama bana ne. 😉


  • @timtim Biz de Wells Fargo Centerda Philly-Dallas Maverics maçına gittik. Yenildik, ezildik, ama çok eğlendik...


  • @Djordan023, içinde söyledi: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmenlerin İlk Aylardaki Deneyimleri

    Merhaba Arkadaşlar

    Bende bugün Amerika’da 21. günüm sizinle hem deneyimlerimi hemde duygularımı paylaşmak istedim. 5 Temmuz’da Chicago’dan Amerika’ya giriş yaptım eşim ve kızımı ev işini halledince almak mantıklı olur diye düşündüm , Amerika’ya gelmeden önce ilk önceliğim olan yaşam maliyetlerinin çok yüksek olmadığı , okul puanlarının yüksek olduğu ve güvenli olacak bir yer araştırmaları yapıyordum benim önceliklerim bunlardı bu yüzden Chicago’nu. Naperville şehrini seçmiştim sağolsun gelmeden burada yaşayan @kmryldz ile de konuştuk o da benim önceliklerim özelinde güzel bir yer olduğunu bana aktardı.
    İlk geldiğim gün banka hesabımı açtım ve telefon hattı aldım sonrasında ev için gelmeden baktığım alternatifler vardı Kamer beyin de yardımıyla biraz zorlu olsa dahi onunla aynı sitede evi tutabildim çok destek oldu sağolsun , ev Ağustos ortasında teslim edilecek bana bu zamana kadar otelde konaklamaya devam edeceğim.
    İş konusunda ise Amazon’a başvurdum Türkiye’de finans uzmanı olarak özel bir firmada 13 yıldır çalışıyordum ama göçmen olarak gelince bende ilk iş olarak Amazon’a baktım. Ogün Bey’in dediği gibi işe alım süreçleri gayet hızlı ve kolay ilerliyor yarın işe başlıyorum bende . Araba işini henüz halledemedim çünkü burada araba almak gerçekten zor çok araba var , seçenek bol ama alıp elinde kalmasını da istemiyorsunuz çok kafam karıştı ama mutlaka halletmem gerekiyor çünkü yürümek çok zor otelden merkeze yürüyerek 1 saat neredeyse ve toplu taşıma çok kısıtlı SSN kartım henüz gelmedi o yüzden ehliyeti alamadım numarayı biliyorum ama görevli gerçek kartı görmem gerekiyor dedi.
    Gelelim işin psikolojik boyutuna eşim , kızım ve ailemi özlemi ara ara özellikle ilk günler çok bastırabiliyor ki halen yaşıyorum bu anlarda güçlü kalıp buraya geliş motivasyonunuzu kendinize hatırlatmanız gerekiyor . Kızıma daha iyi hayat sunabilmek için buraya geldim ve en azından vatandaşlık almak onu dünya vatandaşı yapabilmek ve iyi okullarda eğitim almasını sağlamak gibi hedeflerimi kendime hatırlatıyorum onlarda eve geçince hemen gelecekler şimdilik ilk duygularım bunlar herkese Amerika’ya yerleşme sürecinde başarılar diliyorum

    Merhaba Arkadaslar

    Uzun zaman oldu buraya yazamadim Amerikada 7.ayimizin icindeyiz bizde artik. Ailemle beraber Naperville , Chicago bolgesinde yasiyoruz .
    Amazonda calismaya devam ediyorum ve araba isini cozdum tabi 2 ay arabasiz cok zordu simdi unuttum o gunleri 🙂
    Nba macini bende tavsiye ederim burada gelince sorumluluklarimiz elbette cok buyuk ama kendimizi boyle eglenceler ile odullendirmemiz gerekiyor arada
    gamepass gibi uygulamalar ile ucuza getirilebiliyor nba sitesine gore.


  • Evet, 20 Şubat… Birleşik Devletler hudutlarına ayak basalı bugün 4 ay 5 gün oldu. Bir şeyler karalamanın vakti geldi sanırım. Hanımın hesabından yazıyorum. Erkek yazısı diye garipsemeyin. Nitekim talihli de oydu zaten. Her ne kadar işleri yürütsekte biz yancıyız öyle böyle.

    15 Ekim günü eşim ve 2,5 yaşındaki oğlumla John F. Kennedy Havalimanına iniş yaptık. Şimdi geriye dönüp bakınca yaptığımız çılgınlığa bir hayli şaşırıyorum. Tabi sorular art arda geliyor böyle söyleyince. Neden New York? Neden çılgınlık? Çünkü değerli dostlar, bir insanın koca amerika kıtasında bir tane mi hısım akrabası, üç kuşak öteden kuzeni falan olmaz. Yok arkadaş. Sayın İbrahim Tatlıses’in dediği gibi. Yok ha yok! Evet olmayınca olmuyor. Belki yüzlerce deneyim okumuşumdur forumda. Çoğu insan mutlaka ya bir arkadaşının ya bir akrabasının yanına gidiyor. Bu da size tabi ilk varış destinasyonu konusunda bir veri sağlıyor. Bizde böyle bir veri olmayınca koca amerikada hayata nereden başlayacağımızı internet araştırmasıyla bulmak mümkün olmadı. Velhasıl sor soruştur iş artık konu komşunun göçmen akrabalarına kadar varınca el birliğiyle bir dayı bulduk. Dayı diyerek alay etmiyorum hakkaten komşunun dayısı abimiz. New York’ta yaşıyor Long Island’da. Sağolsun destek oldu nedir ne değildir ne yapılır ne edilir anlattı. İlk gün 2 saat yol gelip bizi havalimanından aldı Brooklyn’de kalacağımız yere kadar bıraktı. Amerikada herkesten göremeyeceğiniz iyilikler bunlar. İnsanlar yoğun ve vakitler kısıtlı zira. Akşamın bir saati Brooklyn’e geldik, Jamaicalı bir ablamız evinin bodrum katını döşemiş kiralıyor. Ev iyi, sıcak yatak, sıcak su. Pencere olmasa da olur. Temiz. Fakat dolap tamtakır. Havalimanından kalma yarım simit var çocuk için saklıyoruz. Soruyorum yarım ingilizceyle etrafta market manav var mı? Kapalıdır diyor ev sahibemiz. On dakika sonra kapıyı tıklattı. Birkaç parça bir şeyler getirmiş; ton balığı ekmek meyve suyu falan. Çıkarken dönüp seslendi. “You can survive tomorrow!” İnsanın hayatta unutamadığı anlar vardır ya. Öylesi işte. Kucağımızda bir bebe, üç beş tane çanta... Bakıyoruz hanımla birbirimize, gözlerde yarı korku yarı heyecan. Sabah oldu. Çocuğu attık bebek arabasına en yakın marketin yolunu tuttuk. Vasıta yok tabi tabanvay. O günden itibaren hayatta kalmak için çabaladık desek yanlış bir ifade olmaz sanırım. Zira gelince ilk işiniz hayatta kalabilmek. Çok güzel deneyimler okuyorum müthiş mesleklerle, mükemmel ingilizceyle buraya gelen, hatta gelmeden işini yerini ayarlayan insanlar var. Bizde böyle bir vaziyet yok dostlar. Memuriyeti bırakıp gelmişiz, uçak ıstanbuldan kalkar kalkmaz bizim vasıflarda tümden tarih oldu. Neyse arabayı sattık geldik biraz paramız var. Evde pişirip evde yiyoruz. Ssn’i bekle, yeşilkartı bekle derken günler geçiyor. Gezentiyizdir biraz hanımla. Güneşi havada görünce atlıyoruz o tramvay bu otobüs durmaksızın geziyoruz. Şaka etmiyorum 2 ay içerisinde 100 mil yürümüşüz. Telefonun yalancısıyım. İlk zamanlar turist gibi oluyor insan herhalde. Tadı başka. Bu arada ehliyet işlerine başladık kartlar geldikten sonra. Ama öyle çalışıyorum ki otuz yaşında oturup not alıyorum tekrar yapıyorum. Çünkü bu amerikada işler hep yavaş yürür gardaşım. Bir de sen kaldın mı sınavdan. Geçmiş olsun bir ay daha uzat o işi. Neyse hallettik tekte permiti aldım tekte direksiyonu verdim. Artık vaziyet ciddileşiyor, bakıyoruz buralarda kalınacağı yok. Kiralar ateş pahası. İşsizlikten kırılıyor zaten millet. Ne iş olsa yaparım durumunda binlerce adam var. Oturup düşünüyoruz hanımla kara kara. Kaldığımız yerin günü doluyor. Bir ay daha eşyalı yere para versek artık vaziyet sıkıntıya girecek. Üzülme diyorum hanıma olmadı atarız çantaları arabaya gideriz aşağı doğru. Güneyde hava güzel, çadırda da olsa kalırsın. İş bulduktan sonra gerisi gelir diyorum. Ha tabi bir yandan iş arıyorum, indeed vesaire. Amazon’un ilanlarına bakıyorum. Kurban olduğum bazı defa öylesine denk geldim ki ilana tıklayıp girene kadar başvuru kotası doluyor. New York City civarı kurtlar sofrası bildiğin. Al takke ver külah baktım bir gün Rochester için ilan var Amazon’da. Orayı da New York vilayetine bağlı görünce dikkatimi çekti. Velhasıl araştırdım bir Türk Cemiyeti vesaire ciddi bir topluluk var. Kiralar desen kıyas edilmez zaten hayli uygun. Başvuruyorum dedim hanıma. Ertesi güne görüşme tarihi veriyor. Ya nasip dedim atladım gece otobüse gittim. Uyuşturucu testi, birkaç form doldurma, evrak işleri falan yarım saatte bitti. Sonuç email olarak gelecek dediler. Aynı gün döndüm Brooklyn’e hanım çocuk yalnız neticede. Nasip olacak ya işte tamam oldu o iş. Email geldi imzalayın diye evrakları online göndermişler. 12 gün sonra iş başı. Başladık hanımla sosyal medyadan sağdan soldan Rochester araştırmasına. Kader ağlarını örüyor derler ya hani bir anda iyi insanlar sardı etrafımızı. İki aydır sesi çıkmayan telefonlarımız çalmaya, mesajlar gelmeye başladı. Nuran abla doğma büyüme üsküdarlı. 32 yıllık amerika yaşantısı muntazam istanbul türkçesini hiç değiştirmediği gibi torun sahibi olmasına rağmen yıllar güzelliğinden hiçbir şey eksiltmemiş bir istanbul hanımefendisi. İşim gücüm var demedi hiç görmediği tanımadığı çocuklar için kalktı site site dolaştı ev sordu yer aradı. Böyle de iyi insanlar varmış bu diyarlarda dostlar. Sözü uzatmayayım bunca çabaya rağmen ev tutmak yine mümkün olmadı. Nitekim elde ne bir maaş çeki var ne kredi skoru. Diğer yandan her iş gibi bu da yavaş yürüyor. Konuştuğumuz yerler başvuru yapın 2 hafta içinde olumlu veya olumsuz döneriz diyor. Böyle bir vaktimiz yok. Son tahlilde yine bir eşyalı daire bulduk. Yolu düşen olursa bilgisini burdan vereyim. Avalon Apartmanları tamemen eşyalı dairelerden oluşan bir site. Şehrin doğusunda nezih bir bölgede. Haftalık veya aylık kiralayabiliyorsunuz. Yönetici Mark çok yardımcı oldu. Email üzerinden yolladığı formları doldurduk ve bir aylık daire kiraladık. Akşamdan ne var ne yok yükledim arabaya, sabahına düştük yola. Manhattan’ın göz alıcı manzarasına son kez baktık uzaktan. Pişman mıyım? Vallahi değilim dostlar. Biraz para harcadık yorulduk fakat ahir ömrümüzde dünyanın en büyük metropolünü böyle işsiz güçsüz dolaşmak bir daha nasip olur mu? Sanmıyorum.

    Şimdi biraz işten bahsedeyim. Amazon işle ilgili bütün evrakları online imza ile imzalatıyor. Size hemen iş ayakkabısı almanız için 100 dolarlık bir indirim kodu gönderiyor. İlk iş günü girişte kartlarımızı teslim edip eğitim salonuna yönlendirdiler. Eğitim sorumlusundan, insan kaynakları müdürüne, güvenlik şefinden operasyon yöneticisine birçok insan arka arkaya çıkıp bir şeyler anlatıyor. Kimi zaman görsel materyaller, slatylar ile eğitim iki gün boyunca devam ediyor. Sonrasında çalışacağınız departmana yönlendiriyorlar. Orada da bilgisayara giriş yapıldığı andan itibaren sistem size her adımda ne yapacağınızı bilale anlatır gibi anlatıyor zaten. Sıfır ingilizceyle yürür mü? Zor ama yürüten var. Bir defa sistemlerine neredeyse tüm dünya dillerini entegre etmişler. Yani istersen ekranı türkçe yapabiliyorsun. Ben ilk birkaç gün hata yapmayayım diye türkçe kullandım ama bu defa işin jargonundan kopuyorsun. O yüzden ingilizce devam ettim. Personeller bu konuda çok anlayışlı. İlk günlerde asistanlardan bir kız ekranı türkçe görünce bana söyleyeceği şeyi telefondan translate edip yazılı olarak göstermişti. Sistem içinde birçok departman var. Decant, stow, picking, packing, ship dock gibi. Birçoğunda çalıştım şimdiye kadar. Zor diyebileceğim bir iş yok. İşin zorluğu uzun saatler ayakta kalmaktan ve aynı hareketi tekrarlamaktan geliyor. Haftalık çalışma süresi 40 saat. 4 gün iş 3 gün istirahat. Bunun üzerine eğer istersen ekstra mesai alabiliyorsun ve bu overtime olarak hesaplanıyor. Birde ekstra mesailerde shift premium adı altında saatlik 2 ila 10 dolar arası değişen bir ödeme var. Örneğin saatlik ücret 20 dolar ise ekstra mesai aldığınızda overtime saat ücreti 30 dolar oluyor. 5 dolar da shift premium varsa ekstra çalıştığınız saatlerde saatlik 35 dolar kazanıyorsunuz. En fazla çalışabileceğiniz süre ise 60 saat. NY kanunlarına göre bu süreyi aşmak yasak. Ödemeler her hafta cuma günü yapılıyor. Benefitleri gerçekten çok iyi diyebilirim. Buraya yazsam çok uzar o yüzden hiç girmiyorum çünkü web sayfalarında zaten hepsi var. Kurum içi yükselme hızlı ve kolay. İş saatlerine dikkat ediyorsanız, yaptığınız işte özenli davranıyorsanız zaten sürekli manager gelip teşekkür ediyor. Hata yaparsanızda hemen gelip neyi nasıl yapacağınızı kibarca anlatıp yine teşekkür ediyorlar. Bu amerikalılar bilahare teşekkür ediyor dostlar. Meslek hayatında böyle şeylere pek alışkın değilim nitekim bizde hata yaptığında toplum içinde rencide edilirsin, iyi bir iş çıkardığında ise ‘tabi yapacaksın senin işin bu, bir de takdir mi bekliyorsun’ diye azarlanırsın. Velhasıl ben amazonu sevdim. Her gün sipariş gelecek mi gelmeyecek mi, kaza mı yapıcam ceza mı yiycem kaygısıyla doordash e umut bağlamaktan çok çok iyi. Uzun yıllar yapılır mı? Tabi ki yapılmaz. Çünkü amerikada bedenen kendini fazla yıpratmak ilerleyen yıllar için pek akıl kârı değil. Ama başlangıç için benim gibi amerikada geçerli bir meslek veya diplomanız yoksa hayata tutunmak için iyi bir seçenek. İlerleyen süreçte ya ingilizceyi arşa çıkarıp manager olma yolunda ilerlemek ya da kariyer imkanlarından faydalanıp teknik bir mesleğe yönelmek gerek.

    Şimdi size biraz Rochester’dan bahsedeyim. NY eyaletinin en kuzeyinde Ontario gölünün kıyısında küçük bir şehir burası. Gölün karşı yakası Kanada’nın Toronto şehri. Yani burası ABD’nin kuzey sınırında bir şehir. Genelde göçmenler küçük şehirlerden korkar. Bana da new yorktan başka yerde tutunamazsınız, göşmenleri sevmezler diye ısrar eden bir iki insan oldu. Ancak tahmin ettiğimin aksine Rochester ciddi anlamda kozmopolit bir şehir. Şehirde amerikalıların ve hispaniclerin dışında Türkler, Ruslar ve Polonyalılar, Araplar, Hintliler, Çinliler ve hatta italyan kökenliler var. Evet bende şaşırdım. Ama burası farklı kültürlere ciddi anlamda alışkın. Zaten ciddi bir türk nüfusu olduğundan türk olduğunu söyleyince kimse şaşırmıyor, hemen türklerin çok kibar olduğundan ve nefis yemeklerinden bahsetmeye başlıyorlar. Şehrin downtown bölgesinde güvenlik problemi olan yerler olduğunu söylüyorlar. Ama zaten arkadaşlar amerikada downtown ı güvenli olan bir şehir kaldı mı gerçekten? Benim downtown da hiç işim olmadı. O yüzden bilmiyorum neresi iyi neresi kötü. Son olarak havasından bahsedeyim. Evet soğuk bir şehir. Fakat malatya, ankara ve istanbulda kış mevsimi yaşamış biri olarak beni şaşırtan bir soğuk görmedim. Eskiler tabi geçmişte çok şiddetli kışlar geçirmiş. Evleri kapatacak kadar kar yağarmış. Ancak küresel ısınma buraları bizim alışkın olduğumuz dört mevsim döngüsüne getirmiş artık bu yıllarda.

    Sözlerime son verirken nihayetinde Rochester’da bir ay eşyalı dairede kaldıktan sonra Amazondan aldığım pay checklerle ev tutmayı başardık. Kira 1170 dolar. 70 dolar aidat. Isınma ve internet dahil. Ev eşyalarımızın neredeyse tamamını bu şehrin kalbi güzel Türk insanları verdi. El birliğiyle bize ev kurdular hepsine minnet doluyuz. Oturduğumuz mahalle şehrin doğusunda çok sakin ve nezih. Wallmart, wegmans, plazalar yürüme mesafesinde. Hayatımız biraz stabil ve huzurlu bir hale geldi diyebilirim şükürler olsun.

    Sanırım hayatta kalmayı başardık dostlar…


  • @Hamuchera harika anlatımınız ve içtenliğiniz için teşekkürler. iki memur buradaki hayatımızı bırakıp gelicez biz de vakti gelince. sayenizde endişelerim hafifledi diyebilirim. umarım hayat size çok güzel kapılar açar hep iyi insanlarla karşılaşırsınız 🙂


  • @Hamuchera
    Yazılacak sözler yetersiz kalıyor... Tebrikler, başarılar dilerim.


  • @MySea, içinde söyledi: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmenlerin İlk Aylardaki Deneyimleri

    Bir arkadasim handyman yani elinden tamir onarim her is gelir. Sahibinin Turk oldugu bir insaat sirketiyle calisiyordu. Soyledigine gore haftada 4 gun ise gidiyormus ve yine haftada $1,200 yapiyormus. Ama son bir yildir durumlar degismis. Sirket Meksika uzerinden kacak gelenleri calistirmaya baslamis ve haftalik $400-500 oduyormus onlara. Once benim calisma gunlerimi azalttilar, sonra da sana ihtiyacimiz kalmadi diye beni isten cikarttilar dedi. Bu olay Philadelphia da. Ve bunun bircok ornegi cogalmaya basladi, ozellikle restaurant ve delivery islerinde.

    Artık bu işe birileri dur demeli nytada durum berbat!!kaçak geçişler arkasından çalışma iznini almalarıyla yasal olarak gcli olanları işlerini baltalıyorlar.trump gelmesine gelecek kesin ama bu kadar insanı dısarı atmak zor olabilir.ya da zaman alabilir.


  • @Hamuchera çok sevindim sizin için her şey zamanla oturuyor demek ki. hakkınızda hayırlısı olsun


  • @Hamuchera mükemmel anlatımınız için teşekkürler gelmiş geçmiş olsun bundan sonra da yolunuz açık olsun ....


  • @Hamuchera Allah yolunu acik etsin


  • @Hamuchera Güzel ve okunaklı bir şekilde deneyiminizi aktarmışsınız. Çok teşekkürler.


Benzer Başlıklar

Forum kurallarına uymayan veya forum düzenine aykırı davranan üyeler uyarılmadan forumdan çıkarılabilirler. Özellikle gereksiz yeni başlık oluşturacakların dikkatine!

82
Çevrimiçi

42.6k
Kullanıcı

4.5k
Konu

434.9k
İleti


| | | |

Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum